🎬 🍿 Sevgili Bu Hafta Ne İzlesem? okurları,
Umarım bu hafta hepiniz keyifli anlar yaşamış ve bolca güzel film ve dizi keşfetmişsinizdir. 178 haftadır devam eden yolculuğumuzda, hep birlikte birçok hikâyeye tanıklık ettik, farklı dünyalara adım attık ve sanatın gücünü bir kez daha deneyimledik. Bu hafta sizi büyüleyecek, düşündürecek ve belki de duygusal anlar yaşatacak önerilerle karşınızdayım.
Bu hafta, farklı türlerden seçtiğimiz önerilerle, sizi sürükleyici bir yolculuğa çıkaracak ve sanatın zengin dünyasında kaybolmanıza yardımcı olacak bir seçki hazırladık. Her bir öneri, kendi benzersiz öyküsü ve atmosferiyle sizi etkileyecek.
Unutmayın, en güzel filmler ve diziler, paylaşıldığında daha da değerli hale geliyor. Bu önerileri izledikten sonra düşüncelerinizi benimle ve diğer okurlarla paylaşmayı unutmayın. Sizden gelen yorumlar, bu bülteni her geçen gün daha da zenginleştiriyor.
Keyifli izlemeler dilerim!
Saygılarımla,
Geçen Hafta Ne İzlendi?
İşte Bu Hafta Ne İzlesem? okuyucularının 178. sayımızda en çok ilgi gösterdiği beş içerik.
Avustralya / Australia – Disney+
Sofia Coppola’nın sevdiği altı film.
Ayna Ayna – MUBI
İstanbul İçin Son Çağrı – Netflix
MUBI
Öneri programımız kapsamında bir arkadaşını bültenimize abone yapan herkese bir aylık MUBI üyeliği hediye ediyoruz. Bu bağlantıdan abone olduğuna emin olduktan sonra bilgilerini bize iletin ve üyelik kazanın.
1 Aralık: Cannes Film Festivali’ne seçilen ilk Ürdün filmi İnşallah Erkek Olur / Inshallah Walad, Eleştirmenler Haftası’nda dünya prömiyerini gerçekleştirdikten sonra ülkemizde Ayvalık Film Festivali ve Filmekimi’nde gösterilmişti. Kocası aniden ölen bir kadının kızıyla birlikte sokağa düşmemesinin tek yolu hamile olması ve bebeğin erkek doğmasıdır ancak ortada birçok bilinmezlik vardır. Ürdün’deki kadın hakları, baskıcı toplum ve örümcek beyinli akrabalar üzerine bir dram. Film, aynı zamanda 2024 Oscar Ödülleri için Ürdün’ün adayı.
1 Aralık: Siyahi bir adamın farklı meslek erbaplarını taklit ederek kanunu alt etmesini konu eden Bukalemun Sokağı / Chameleon Street, 1990 yılında Sundance’de Büyük Jüri Ödülü kazanmıştı.
2 Aralık: Bu senenin Cannes galibi, Altın Palmiye ödüllü Bir Düşüşün Anatomisi / Anatomie d’une chute ile gündemimizde olan Justine Triet’in biri uzun metraj, diğeri kısa iki filmi bugün yayına giriyor. 2016 tarihli Victoria, otuzlu yaşlarını süren bekâr bir annenin hayatını yoluna koymak için yaptıklarını anlatırken, yarım saatlik Yaramaz Kız Kötü Çocuk / Vilaine Fille, mauvais garçon ise bir partide tanışan fakir bir ressamla dengesiz bir oyuncunun hikâyesi.
2 Aralık: Grafik tasarım eğitimini yarım bırakıp astronot ya da orman bekçisi olmayı düşünmeye başlayan genç bir kadın, altı aylık hamile olduğunu öğrenince bebeği aldırmak ister ancak Ninjababy adlı çizgi karakter hayatına dalış yapar. Muzip bir ilişki filmi.
3 Aralık: Geçen hafta Ayna Ayna adlı ikinci uzun metrajı MUBI’ye eklenen Belmin Söylemez’in ilk filmi Şimdiki Zaman ve Bilge Olgaç’la ilişkisini anlattığı kısası Bilge ve Öğrencisi: Bir Reji Asistanının Günlüğü bugünden itibaren izlenebilecek.
6 Aralık: Bugün, Enis Rıza’nın yönettiği üç film yayına giriyor. Adana’da doğup sokaklarda kâğıt toplayarak yaşayan ve yıllar sonra İstanbul’da bir sahaf dükkânı açan Oktay Çetinkaya’yı konu eden belgesel Çöpte Dostoyevski Buldum, 5-11 Nisan 1991’de İstanbul’da ilk kez gerçekleştirilen I. Çocuk Kurultayı’nı konu alan Ay’a Giderken Afrika’yı Görmek ve 16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde solcu 7 öğrencinin ölümüne, 41 öğrencinin de yaralanmasına neden olan bombalı saldırıyı inceleyen (Ebru Şeremetli ile birlikte çektiği) Hatırlamak… On Altı Mart.
Disney+
29 Kasım: Chicago’nun Oscar adayı yönetmeni Rob Marshall’ın çektiği yeni Küçük Deniz Kızı / The Little Mermaid, vizyona girişinden altı ay sonra Disney+’ta. Klasik hikâyenin dev bütçeli yeni yorumu dünya çapında 569 milyon dolar kazansa da ülkemizde sadece 57.219 bilet sattırabilmişti. Etkileyici görüntüler ve keyifli şarkılar eşliğinde 2 saat 15 dakikalık bir masala davetlisiniz.
Netflix
30 Kasım: Las Vegas’ı havaya uçurmak üzere olan bir nükleer bombayı etkisiz hale getiren özel kuvvetler ekibi, bu başarıyı kutlamak için alkol ve uyuşturucuya gömülür ancak kısa bir süre sonra asıl bombanın başka yerde olduğu ortaya çıkar. Şimdi yapmaları gereken, “kafaları güzelken” yeni bir göreve çıkmaktır. Obliterated, The Hangover formülünü ekip aksiyonuyla harmanlamaya çalışıyor. Bakalım olmuş mu.
30 Kasım: Beş kişilik bir aile ve köpekleri, nadir görülen kozmik bir olay sonucu Noel arifesinde birbirlerinin vücuduna hapsolur. Daha önce çeşitli varyasyonlarını izlediğimiz beden değişimi komedilerinde eli artırıp arka planda Jingle Bells çalan Şimdi İşler Karıştı / Family Switch, McG imzası taşıyor ve başrolde Jennifer Garner var.
01 Aralık: Yeşil Ev’den sağ kurtulanlar ve Hyun-su, yeni yerlerde hayatta kalmak için savaşırken, başka varlıklar ve gizemli olaylar ortaya çıkar. Arzunun canavara dönüştüğü bir dünya resmeden Kore yapımı kıyamet sonrası anlatısı Sweet Home, ikinci sezonuyla dönüyor.
01 Aralık: Archer, 13. sezonuyla dönüyor.
06 Aralık: Kendilerine özgü yöntemleri olan bir grup polis memuru, Marsilya’nın kan gölüne dönmesini önlemek için tehlikeli bir suçlunun peşine düşer. Kan Sahili / Pax Massilia, altı bölümlük, aksiyonu bol bir Fransız dizisi.
BluTV
Fransız gazeteci Florence Aubenas’ın çok satan kitabı Le Quai de Ouistreham’dan uyarlanan Ayrı Dünyalar / Ouistreham, Fransa’da gitgide artan sosyal güvence sorunu ve işçi yaşamları üzerine bir dram. Juliette Binoche başrolde.
IMDb Pro
Apple TV+’ın yeni dizisi Monarch: Legacy of Monsters hakkında her şey.
Yeni gelen ve gelmekte olan devam filmleri, prequel’ler ve spin-off’lar.
Şükran Günü temalı 30 film.
Ve Şimdi Haberler!
15 Aralık’a kadar SAHSIYET koduyla abone olmak şartıyla GAİN, 7 gün ücretsiz.
Black Mirror’ın Netflix’te yayınlanacak 7. sezonu onaylandı.
The Muppets Mayhem, ilk sezonun ardından Disney+ tarafından iptal edildi.
Fear the Walking Dead dizisi sona erdi ama endişeye gerek yok, The Walking Dead: The Ones Who Live başlıyor.
Vizyonda Ne İzlesem?
⭐️ Dilek / Wish: Disney’in yeni animasyonu, dilekleri gerçekleştirme gücü olan ancak bunu halkın yararına kullanmayan bir kralla, kalpten istediği için aynı gücü elde eden ve bu yüzden kralla karşı karşıya gelen sıradan bir genç kadını konu ediyor. Filmin tonunun yetişkinlere yönelik olmadığını ekleyelim.
🦕 Nasreddin Hoca 2: Dinozorlar Çağı: TRT Çocuk şimdi de Nasreddin Hoca’mızı Jurassic Park’a göndermiş. Kafalar karışık.
🔫 Ölümlü Dünya 2: Ali Atay’ın yönettiği, altı sene sonra gelen devam filminde tam kadro hazır bulunmuş.
❤️ Aşk Filmi: Uzay adlı bir erkek yönetmenin, filmindeki Yaz adlı kadın oyuncuyla yaşadığı ilişkiyi anlatan yerli yapım.
🧨 Kara Cuma / Thanksgiving: Modası geçen yönetmenlerden Eli Roth’tan bol kanlı bir seri katil filmi.
🇯🇵 Kötülük Diye Bir Şey Yok / Aku wa sonzai shinai: Oscar kazanan Drive My Car / Doraibu mai kâ’nın yönetmeni Ryûsuke Hamaguchi’nin Gümüş Aslan’lı son filmi, köylerine yapılacak projenin su kaynaklarını kirleteceğini öğrenen bir grup insanı konu ediyor.
Ali Ulvi’den Vizyon Notları
“Kötülük Yok, Kapitalist Açgözlülük Var!”
Artık herkes ve her şey çok açık ortada: Sadece bizim topraklarımıza bakmamız bile yeterli. Doymak bilmeyen para babaları ekosistemi tahrip etmek için, “istihdam yaratacağız”, “milli geliri yükselteceğiz” nidalarıyla saldırıyorlar; bir avuç çevre koruma gönüllüsü ve yerel halk karşı çıkıyor; ortalık da karışıyor! Bu doymak bilmeyenler gezegenin her yerine göz diktiler tabii… Fakat bazı ülkelerin vatandaşları zorlu çıkıyor.
Japon halkı bir saygı kültürüne sahip, bilinçli ve duyarlılar. Dolayısıyla, Ryûsuke Hamaguchi, bildiğimiz meseleyi, ikinci kez çalıştığı besteci Eiko Ishibashi ile ‘finale dek’ daha zarif ele almış. Bu filmi iyi bir projeksiyonu olan sinemada seyretmeniz şart. Aksi halde giriş bölümünde yer alan, ruhunuzu dinlendiren müzikle iç içe geçmiş orman güzelliğinin tadını çıkaramazsınız.
Sekiz yaşındaki kızı Hana’yla, Tokyo’ya yakın Mizubiki dağ köyünde yaşayan Takumi’nin odun kesmesi, istiflemesi ve tertemiz dere suyunu bidonlara doldurması gibi sekanslar, doğayla uyum içinde yaşamanın mümkünlüğü üzerine… Yakınlardaki bir alana, seçkin azınlığa hizmet verecek ‘glamping’ inşa edilme planı dengeleri bozacak bir tehlikeyi getirebilecektir.
Kötülük Diye Bir Şey Yok / Aku wa sonzai shinai, “ey şehirde bunalanlar, doğanın kalbinde sizin için şu hizmetleri veriyoruz” sloganının, aslında doğayı bozan nasıl bir tuzak olduğunu, gayet net, kafaları karıştırmadan vurguluyor. Projenin mimarı şirketlerin iki temsilcisi ile yöre halkının toplantısı, görünürde masum bir kamp alanının, ilk bakışta bile temel iki sorunu çözemediğini vurgular: Foseptik ve yangın çıkma riski!
Hamaguchi, 21. yüzyıl zenginlerinin şımarıklıklarından yararlanmaya çalışan kapitalist açgözlülük ile kaynak suyuyla yapılmış bir eriştenin verdiği mutluluğun karşı karşıya geldiği bir hikâyeyi anlatıyor. Tam da bu noktada aslında patrona çalışan o iki temsilcinin vicdanlarına / iç dünyalarına girerek, bakış açısını genişletiyor.
Stili itibariyle bildiğiniz ‘ateşli’ filmlerden değil. Karakterlere dokunarak ilerlemeniz gerekiyor. Haruki Murakami’nin kısa öyküsünden uyarladığı, çok ses getiren ve Uluslararası Film dalında Oscar kazanan Drive My Car / Doraibu mai kâ’nın yönetmenine de bu yakışırdı zaten.
Geçmişte Ne izledik? -7-
Yeni Atlas, Şişli’nin Kurtuluş semtinde 1976’da yıkılana dek çocukluğum ve ergenliğimin ilk yılları boyunca, neredeyse içinde yaşadığım sinemadır. Çünkü oturduğumuz apartmanın yanındaydı; duvara kulağımı dayadığımda filmin seslerini duyardım. Orta halli bir sinemaydı. Yerli filmler oynatırdı. Fakat birkaç yıl sadece yaz aylarında ikinci vizyon yabancı filmler gösterdi; hep iki, bazen üç film üst üste. Yani bir bilet parasına iki film birden seyrediyordunuz.
Mavi Askerler / Soldier Blue’yu orada keşfettim. 1970 yapımıydı. Türkiye’de 1973 yılında, ciddi sansüre uğrayarak gösterilmişti. Ben 1974 yazında Yeni Atlas’ta seyrettim. Tabii sonra da defalarca DVD sürümünde, tam uzunluğunda… 1968 Vietnam-My Lai Katliamı’nın hafızalarda canlı olduğu bir tarihte çekilen film, western romanları yazarı Theodore Victor Olsen’in (1932-1993) eserinden uyarlanmıştı. Kariyeri boyunca ırkçılık meseleleriyle ilgilenmiş yönetmen Ralph Nelson (1916-1987), filmin son bölümünde, Albay Iverson yönetimindeki askerlerin, barışçıl bir Cheyenne köyünde gerçekleştirdikleri vahşeti, en aşağılık insanlık suçlarını, kadın ve çocukların nasıl öldürüldüklerini hiçbir kısıtlamaya gitmeden gösterir. Esas alınan, 1864 Sand Creek katliamıdır.
Yerliler arasında yetişmiş bir beyaz kadın (Candice Bergen) ile acemi bir askerin zorunlu yolculuğunu öyküleyen (Peter Strauss) Mavi Askerler’in dörtte üçü ‘western’in tipik unsurlarını kullanır ancak seyircinin yüzüne atacağı yumruğu sona saklar… Amerika’nın asıl halklarının nasıl soykırıma uğratıldığına dair bu çok açık sözlü film, doğaldır ki hiçbir ödüle layık görülmemiştir! (Ali Ulvi Uyanık)
Ayrıca...
Kutlukhan Kutlu ile Bu Film Hakkında Konuşmalıyız’ın yeni bölümü, Andrey Zvyagintsev’in Altın Aslan ödüllü Dönüş / Возвращение filmine odaklanıyor. Filmi izlemediyseniz, önce MUBI’ye uğrayabilirsiniz.
Katkılarından dolayı Ali Ulvi Uyanık, Ozancan Demirışık, Zeynep Şima ve MUBI Türkiye’ye teşekkür ederiz.
Bağımsız yayıncılığa destek olmak isterseniz 10 TL, 25 TL, 50 TL, 75 TL, 100 TL ya da 500 TL karşılığında Dijital Teşekkür Kartları alabilir ve dilerseniz sevdiklerinize hediye olarak gönderebilirsiniz.
"Bu intro ne kadar gereksiz hatta düpedüz kötü" derken yazarının chatgpt olduğunu gördüm. Bir daha böyle bir saçmalığa lütfen girişmeyin. Ben insanların yazdığı ve "haftanın yerli cin filmi" gibi şeyleri de ihtiva eden bir bülten istiyorum, yapay zekâya ciddiye alınamayacak introlar yazdırılan bir bülten değil.